E-ISSN: 2619-9467

Contents    Cover    Publication Date: 05 Mar 2012
Year 2012 - Volume 22 - Issue 1

Open Access

Peer Reviewed

ORIGINAL RESEARCH
1546 Viewed719 Downloaded

The Effects of Placental Location on Fetal Ultrasonographic Parameters and Course of Labour in Term Primigravid Low Risk Pregnancies
Düşük Riskli Term Primigravid Gebeliklerde Plasental Yerleşimin Fetal Ultrasonografik Parametreler ve Doğum Eyleminin Gidişatına Olan Etkileri

Full Text PDF  
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2012;22(1):15-20

Article Language: EN
Copyright Ⓒ 2020 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ABSTRACT
Objective: We investigated the possible effects of placental location on various fetal intrauterine sonographic parameters and labour course in low risk term primigravid pregnancies. Material and Methods: Placental locations were determined via ultrasonography among 232 primigravid pregnant women between 38-41 weeks gestation hospitalized for labor and who had no medical risk factors. Placentas were grouped into two groups as lateralized and centralized placentas. Fetal biometric measurements were also obtained. Course of labor was followed for every patient until delivery. Statistical power analysis of the study was made based on a previous study conducted with an a:0.05 error margin and minimum 80% power for statistical significance. Results: Eighty-one percent of placentas were centrally and 19% were laterally located. Intrapartum fetal distress was seen in 19.5% of laterally and 10.2% of centrally located placentas. The mean birthweight was 2880 g and 3020 g for laterally and centrally located placentas respectively. Occiput posterior fetal presentation, prone to delivery complications, was mostly seen in anteriorly (39%) and left laterally (40%) located placentas although occiput anterior fetal presentation was the leading presentation type in all placental locations. Patients with left lateral placental location had higher caesarean rates than all other locations and 80% of the indications for sectio were fetal distress. Conclusion: Although laterally located placentas have a lower incidence in low risk pregnancies, some amount of intrapartum risks can be attributed to these lateralized placentas. The risk of intrapartum fetal distress is slightly increased in laterally located placentas and dysfunctional labor causing cephalopelvic disproportion and arrested labor risk is slightly increased in centrally located placentas. Further randomized controlled studies are needed to evaluate possible effects of placental localization on fetal biometric development and labour.
ÖZET
Amaç: Düşük riskli term primigravid gebeliklerde plasental lokalizasyonun bazı fetal intrauterin sonografik parametrelere ve doğum eyleminin gidişatına olan muhtemel etkilerini araştırdık. Gereç ve Yöntemler: Plasental lokalizasyonlar gebelik için risk faktörü olmayan ve doğum eylemi için hospitalize edilen 38-41 gebelik haftası arasındaki 232 primigravid gebe kadında ultrasonografi ile belirlenmiştir. Plasentalar karşılaştırma amacıyla lateralize ve sentralize olarak iki grup altında gruplandırılmıştır. Fetal biyometrik ölçümler de aynı zamanda belirlenmiştir. Hastaların doğum eylemleri doğuma kadar takip edilmiştir. İstatistiksel anlamlılık için çalışmanın istatistiksel güç analizi a=0,05 yanılma payı ve minimum %80 güç ile önceki yapılmış bir çalışmadan faydalanılarak yapılmıştır. Bulgular: Plasentaların %81'i santral ve %19'u lateral yerleşimliydi. İntrapartum fetal distres lateral yerleşimli plasentaların %19.5'unda ve santral yerleşimli plasentaların %10.2'sinde görülmüştür. Ortalama doğum ağırlığı lateral ve santral yerleşimli plasentalarda sırasıyla 2880 ve 3020 gramdı. Oksiput anterior prezentasyon tüm plasental lokalizasyonlar ele alındığında en sık prezentasyon şekli olsa da doğum komplikasyonlarına yatkın olan oksiput posterior prezentasyon en sık anterior (%39) ve sol lateral (%40) yerleşimli plasentalarda görülmüştür. Sol lateral plasental lokalizasyonlu hastalar diğer tüm yerleşimlere göre daha yüksek sezaryen oranlarına sahipti ve sezaryen endikasyonlarının %80'i fetal distresti. Sonuç: Düşük riskli gebeliklerde lateral yerleşimli plasentaların insidansının daha düşük olmasına rağmen intrapartum risklerin bir kısmı bu lateral yerleşimli plasentalarla ilişkili olabilir. Lateral yerleşimli plasentalarda intrapartum fetal distres riski bir miktar artmıştır ve baş pelvis uygunsuzluğuna ve eylem arrestine neden olan disfonksiyonel doğum eylemi ise santral yerleşimli plasentalarda bir miktar artmıştır. Plasental lokalizasyonun fetal biyometrik gelişim ve doğum eylemi üzerine muhtemel etkilerini değerlendirmek için randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.